Neden kaçmak isteriz zor bir
durumla karşılaşınca? Kaçtığımız yerde değişir mi aklımızı kurcalayan onlarca
soru ve canımızı yakan acı? Soluduğumuz hava başka şehrin, başımızı koyduğumuz
yastık başka evin olunca unutulur mu bütün dertler, korkular? Aslında önemli
olan kalbinde hissetmek affetmeyi canını yakan şeyi ya da kimseyi…
Peki ya nefesinizi kesen büyük
acı tamamen bir yanlış anlamadan ibaretse? Bu romanı bitirdiğimde gözlerimden
birkaç damla yaş aktı ve şu gerçeği bir kez daha gördüm ki bazen gördüğünüz bir
şey bile yanıltıcı olabiliyor. Hayatınızla ilgili bir karar almadan önce iyice
düşünmek ve yargıladığınız kişiyi ya da kişileri dinlemek gerek, sonunda
gördüğünüz şeyin düşündüğünüz gibi olmadığını anlayabilirsiniz. Aşağıda bahsi
geçen romanda bir aşkın yanlış anlaşılma ile nasıl büyük bir acıya ve
parçalanmışlığa döndüğünü göreceksiniz.
Mart Menekşeleri Sarah Jio’nun
kitabı. Kitabın baş karakteri olan Emily Wilson eşinin ihanetine uğramış ünlü
bir yazar. Yaşadığı derin üzüntüyü biraz olsun unutmak, hafifletmek için 1
aylığına yengesi Bee’nin yanına Bainbridge Adası’na giden Emily adada kendisini
bekleyen büyük bir sırla karşılacaktır. Emily odasında çekmecede kırmızı, kadife
kaplı bir günlük buluyor. İşte herşey bu günlükle başlıyor aslında ve Emily
ailesinin geçmişiyle ilgili sırları o günlüğü okudukça araştırmaya ve çözmeye
başlıyor. Günlük Esther ve Elliot’ın 60 yıllık acı dolu aşkına götürüyor
Emiliy’i ve bir yanlış anlama ile biten bu aşkın 60 yıllık yollarında Emily ile
birlikte siz de yürüyorsunuz. Bu arada adada Jack ile tanışan Emily kalbindeki
yeni kıpırtıları da keşfediyor.
Kitabın ayrıntılarına
girmeyeceğim okurken hissedeceğiniz duyguları etkilememek için fakat kitabın
sonunda görüyoruz ki insan kime ne kadar kızmış olursa olsun hayatını yeniden
düzene sokup kendisine acı veren kişileri affedebilir. Affetmek kişisel
gelişimde de oldukça önemli bir başlık biliyorsunuz ki. Size ciddi anlamda
zarar veren birini bile affetmeden hayatınıza devam edemiyorsunuz. Yeni hayat
geçmiş acıyı yaşatan kişiyi affetmekle başlıyor aslında…
Sarah Jio’nun daha önce okuduğum
kitabı Böğürtlen Kışı beni çok etkilemişti. Mart Menekşeleri’ni de okuduğumda
güçlü ve sürükleyici bir anlatımı olduğunu gördüm. Bu kitap Sarah Jio’nun ilk
kitabı ve yazar bu kitapla Library Journal En İyi Kitap Ödülü’nü almış. Ben
yazarın bütün kitaplarını okudum ve Sarah Jio’nun son dönemin başarılı
yazarlarından olduğunu düşünüyorum. Eğer aşk, gizem, dram konuları ilginizi
çekiyorsa yazarın kitaplarını beğeneceğinizi düşünüyorum.
Okuduğunuz için teşekkür ederim,
tekrar görüşmek üzere…
Ben de keyifle okumuştum, hatta tüm kitaplarını okudum ama bir süre sonra tüm olayların ve mekanların hemen hemen aynı olduğunu keşfetmek biraz hevesimi kaçırdı ama yine de yeni kitabı bekliyorum :)
YanıtlaSilEvet canım Sarah Jio kitaplarında olayların akışı, ard arda kişiler üzerinden süren anlatım birbirinin aynısı dediğin gibi. Fakat ben kitapları tek tek düşünerek okudum ve sevdim öyle olunca. Sanırım tarzı bu ya da bu şekilde kitapların tuttuğunu bildiği için riske girmiyor. Okumadigim iki kitabı kaldı onları da en kisa surede edinip okuyacağım 😄
YanıtlaSilEvet canım Sarah Jio kitaplarında olayların akışı, ard arda kişiler üzerinden süren anlatım birbirinin aynısı dediğin gibi. Fakat ben kitapları tek tek düşünerek okudum ve sevdim öyle olunca. Sanırım tarzı bu ya da bu şekilde kitapların tuttuğunu bildiği için riske girmiyor. Okumadigim iki kitabı kaldı onları da en kisa surede edinip okuyacağım 😄
YanıtlaSil