4 Mart 2015 Çarşamba

BÖĞÜRTLEN KIŞI


Bu kitabı yalnızca ismi ilgimi çektiği için aldığımı itiraf etmeliyim sanırım 😕 
Ve okumaya başladığımda bu kadar ilgimi çekeceğini düşünmemiştim 😯
Böğürtlen Kışı Sarah Jio'nun yazdığı bir kitap en basit şekilde ifade edecek olursam ama kitaba başlarda vermedigim değer şu an içimi acıtıyor desem yeridir. 💔


Kitap 1930'larda Vera Ray ve oğlu Daniel'ın hikayesiyle başlıyor ve zaman zaman Claire Aldridge'ın 2000'li yıllarda geçen hikayesiyle bölünüyor. Bu uzun zaman aralığında bir bağ kurmaya çalışıyorsunuz iki hikaye arasında ve kitabın başında kurduğunuzu sandığınız bağın asıl bağ karşısında bir anlam ifade etmediğini ancak son bölümlerde anlayabiliyorsunuz.  
Kitabın inanılmaz duygusal bir tarafı var ve annelik duygusunu çok yoğun bir şekilde hissediyorsunuz o yüzden bu kitaba bir kadın romanı diyebilirim rahatlıkla...Kitabın konusundan yüzeysel olarak bahsedip kitabı okudukça duyguları yaşamanızı istiyorum.
Vera Ray 1933 yılında Mayıs ayında oğlunu son kez gördüğünü bilmeden oğlunu uyutup ise gider. Ertesi gün oğlu uyanmadan eve dönmüş olmayı umarak işten çıktığında Mayıs ortasında kar firtinasiyla karşılaşır ve olabildiğince çabuk eve döner elbette kilometrelerce yol yürüyerek... Vera eve geldiğinde oğlunun boş yatagiyla karşılaşır ve çılgına döner. Bütün aramalarına rağmen oğlunu bulamaz tek bulduğu oğlunun çok sevdiği oyuncak ayısıdir bir sokak arasında...
2012 yılında yani o kabus gibi geceden 80 yıl sonra yine Mayıs'ın ortasında bir kar fırtınası bastırır. Büyük ve köklü bir gazetede çalışan Claire Aldridge bu iki kar firtinasiyla ilgili bir yazı hazırlamaktadır. Claire araştırmaya başladığında bu kayıp çocuk vakasiyla karşılaşır ve bu konunun üzerine gitmeye başlar. Özel hayatında yaşadığı sorunlardan bir nebze olsun uzaklasmasini ve belki de yaşadığı sorunların üstesinden gelmesini sağlayacak bir araştırma olacaktır bu onun için... Claire arastirdikca karşısına çıkanlar kendisini Vera ve Daniel'ın hikayesinin ortasında bulmasına neden olacaktır. 
Bu kitap tam anlamıyla başucu kitabı olmayı hak eden ve insanı derinden yaralayan hatta gözlerinden yaşlar akmasına neden olan bir kitap... Kitabı bitirdigim an inanılmaz bir huzur ve hüzün kapladı içimi bu duyguyu herkesin yaşamasını çok isterim. Bir fincan kahvenizi alın ve kitabın başına oturun inanin kitabı hissettikce ve kişilerle empati kurdukca kitabı elinizden birakamayacaksiniz. 
Böğürtlen Kışı kesinlikle okunmaya değer bir kitap, bittiğinde derin bir nefes alacaksınız yaşananları hazmetmek için...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder